Home BİLİYOR MUSUN? ÇERNOBİL MÜZESİ-4: AŞIRI RADYASYONDAN DÜŞEN HELİKOPTER
BİLİYOR MUSUN? - 9 Nisan 2020

ÇERNOBİL MÜZESİ-4: AŞIRI RADYASYONDAN DÜŞEN HELİKOPTER

Yazarımız Arda Alkaç, Çernobil Müzesi'nde... Felaketten hemen sonra söndürme çalışmalarına katılan helikopterleri anlattı.

Müzede gezip inceleme yaparken tam o sırada iki kişinin Türkçe konuştuğunu işittim. Dönüp “Merhaba” dedim. Bir anda “Merhaba” kelimesini duyunca şaşırdılar. Aynı şekilde karşılık verdiler. Üniversite okuduklarını Kiev, Odessa, Harkov turu yaptıklarını söylediler. “Çernobil’e gittiniz mi?” diye bir soru sordum. “Hayır, oraya gitmek cesaret işi” dediler. 24 saat önce orada olduğumu söylediğimde çok şaşırdılar. Telefonumu çıkarıp fotoğrafları gösterdim, şaşkınları başka bir boyuta taşındı. Nasıl gittiğimi ve neler yaptığımı anlattım. Teşekkür ettiler ve gideceklerini söylediler. Kiev’den Ankara’ya dönerken havalimanında sosyal medya hesabıma baktım ve Çernobil’den fotoğraf attıklarını gördüm.

Nerede kalmıştık? En son dozimetreleri anlatıyordum sanırım. Madencileri de anlattığımı anımsıyorum. Erimenin yeraltı sularına karışmasını engelleyebilmek için harıl harıl çalışan kahraman madenciler… Radyoaktif maddelerin, yeraltı suları ile toprağa karışmasını engelleyebilmek için hayatlarını riske attılar. Söylediğim gibi şimdiye kadar bir çoğu hayatını kaybetti. Kalanlar ise hala çeşitli hastalıklarla uğraşmakta. Çernobil’in zemininde durum böyleyken, kalbi açığa çıkmış olan reaktörü söndürebilmek için neler mi yapılıyordu? Neler mi kullanılıyordu? Gelin hep beraber inceleyelim.

PATLAMADAN YAKLAŞIK 30 SAAT SONRA

Sovyetler Birliği birkaç gün boyunca ülkelere patlamanın haberini vermedi. Bazı ülkelerde bulunan Nükleer Araştırma Laboratuvarları’nda anormal bir şekilde radyasyon artışı gözlemlendi. Laboratuvarda çalışan personeller bu anormal artışı anlayabilmek için Sovyetler Birliği’nde bulunan birçok laboratuvara durumun nedenini soran bir dizi haber gönderdi. Fakat gerçek yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Açığa çıkan reaktör kalbinden atmosfere binlerce ton partikül yayılmaktaydı. Radyasyon taşıyan bulut diyebilirsiniz. Bu partiküller, rüzgar yardımı ile tüm dünyaya yayılmaya başladı.

Ani bir kararla toplanan bilim insanları ve siyasiler durumu çözebilmek için fikir üretiyorlardı. Su ile söndürme işine girmeye çalışsalar da söndüremeyeceklerini biliyorlardı. Çünkü, su veya köpük gibi yangın söndürücü alanda kullanılan kimyevi maddelerin hiçbiri reaktörü söndüremiyordu.

Acilen söndürülmesi gereken reaktör için bilim insanları bir çözüm önerisiyle çıkageldiler. O da şuydu: “Açık olan reaktör kalbinin kuru kimyevi maddeler ile söndürülemeyeceği aşikardır.” Sebebini söylemiştik eğer bu tür kimyevi maddeleri kullanmaya çalışırsanız anında buhar olur gider diye. “Bunun yerine, açık olan çekirdeğe kum, kurşun, toprak ve bor dökülecektir” şeklinde bir çözüm üretmişlerdir. Eğer 1986 yılında yaşasaydınız ve Çernobil Komitesi’nde görev alsaydınız bu yoldan başkasını denemek intihar olurdu diye düşünüyorum. Çünkü bazı siyasiler, Çernobil’i hiç önemsemediler. Durum oldukça kritikti. Eğer reaktör kalbi öylesine açık kalsaydı, milyonlarca insan hayatını kaybederdi. Aynı zamanda çevre o derece kirlenirdi ki muhtemelen 150 kilometre çap içerisinde binlerce yıl kimse yaşayamazdı.

HELİKOPTERLER

Helikopter mi? Dediğinizi duyar gibiyim. Aslında söndürme işlemlerinin büyük bir kısmı helikopterler ile yapıldı. Normalde helikopterler herhangi bir su kaynağından su alır ve yangının üstüne bırakır. Bu bilinen yangın söndürme tekniklerinden birisidir. Fakat orman yangını gibi düşünmenizi istemiyorum. Çünkü reaktörün kalbi o kadar sıcak ki su ile müdahale etmeye çalışırsanız anında buharlaşmaktadır.

BU HELİKOPTERLER BİR DAHA ASLA UÇAMAYACAK

İnternete girip “Çernobil’de helikopterlerin rolü” adı altında bir araştırma yapmak isterseniz, muhtemelen aradığınızı bulamayacaksınız. Çünkü bu konuda hemen hiç bilgi mevcut değildir. Artık mevcut.. Yaklaşık 30 saat sonra yani patlamadan bir gün sonra söndürme işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için helikopterlerin kullanılmasına karar verildi. Fakat Çernobil’de kullanılan helikopterlerden hiçbiri bir daha asla uçamayacaktı..

Fotoğrafta görünen helikopterler, Çernobil’in hala açık olan kalbini söndürme çalışmaları için kullanılmıştır. Birçoğu hala Çernobil sınırları içerisindedir. Dışarı çıkartılmamalarının sebebi ise üzerlerinde hala radyasyon olmasıdır. Bu, helikopteri kullanan herkes için risk oluşturmaktadır. Hani halk arasında şöyle denir: “Burada olan, burada kalır.” İşte, Çernobil’de olan Çernobil’de kalır.

İkinci fotoğrafta görülen helikopter Mi-8 tipi personel taşıyıcı helikopterdir. Üst düzey Sovyet yetkililer bu helikopterler aracılığı ile incelemelerde bulunuyordu. Çok yaklaşmadan çevresinde daire oluşturacak şekilde reaktörün son durumuna bakıyorlardı.

Fakat içlerinden birisi o kadar şanslı değildi, patlamadan tam otuz saat sonra düşecekti.

KULLANILAN HELİKOPTER TİPLERİ

Söndürme işlemine karar verildikten sonra helikopter hızlı bir şekilde hazırlandılar ve yola çıktılar. Kargo bölümlerinde binlerce ton kum, kurşun, toprak ve bor taşıyorlardı. Destek olması amacıyla Sibirya’dan yani 4000 kilometre öteden helikopterler gelmeye başlamıştı. Atmosfere yayılan radyasyon bulutu o kadar fazlaydı ki sanki Çernobil’in üzerinde hiç güneş doğmuyordu. Söndürme çalışmalarında beş farklı tip helikopter kullanıldı. Bunlar: “Mi-2, Mi-6, Mi-8, Mi-24R ve dünyanın en büyük helikopteri Mi-26 Halo kullanılmıştır.”

Bu helikopterlerin hepsinin farklı bir amacı vardı. Kimi personel taşıyordu, kimi söndürme işleminde kullanılıyordu. Örnek verecek olursak: Mi-2 helikopterleri daha çok havadaki radyasyon miktarını ölçmek için kullanılıyordu. Mi-6, 12 ton taşıma kapasitesine sahip olduğu için söndürmede kullanılacak maddeleri taşıyor ve reaktörün açık çekirdeğine boşaltıyordu. Mi-8 helikopterleri de yerdeki teknisyenlere destek olabilmek için kullanılıyordu. Ayrıca, Mi-24R helikopteri bir taarruz helikopter olmasına rağmen uç kısmındaki ağır makineli tüfek çıkartılıp yerine dozimetre takılmıştır. İlk günlerde helikopterler ile 96 görev gerçekleştirilmiştir. Patlamadan iki gün sonra yani 28 Nisan 1986’da helikopterdeki personeller radyasyondan dolayı zehirlenmişlerdir. Bu soruna çözüm bulabilmek için (sadece helikopterler değil kullanılan tüm araçlar buna dahil) araçların dışına kaplama yapılması önerilmiştir. Radyasyon bir nebze olsun bu şekilde engellenebilmiştir. Fakat içlerinden biri, yani Mi-8 helikopteri o kadar da şanslı değildir.

HELİKOPTER DÜŞÜYOR

Söndürme işleminin en büyük risklerinden birisi de açık olan reaktör kalbine fazla yaklaşmaktı. Radyasyon seviyesi en fazla burada mevcuttu. Bu sebepten dolayı reaktörün tam üzerinde söndürme çalışması yapılamıyordu. 10 – 15 metrelik daire etrafında söndürme işleminin yapılması gerekiyordu. Hatta, 10 – 15 metre mesafe bırakan helikopter pilotu haberleşmede sorun yaşıyordu. Haberleşmede yaşanan sorunun tek kaynağı vardı, radyasyon.

SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: TWİTTER, FACEBOOK, YOUTUBE, LinkedIN

Sadece helikopterler değil aynı zamanda bir çok büyük vinç getirilmişti dördüncü reaktör çevresine. Vinçler de en az helikopterler kadar destek oluyordu enkaz alanını kaldırabilmek için. İşte tam o sırada kadraja giren bir Mi-8 helikopteri aşırı radyasyonun etkisiyle önce pallerini (helikopter kanadı) daha sonra kuyruk kısmında bulunan dümen pervanesini kaybederek yere çakıldı. Bu olay, zaten bilinmeyen bir felaketle uğraşan Sovyetler Birliği için deyim yerindeyse, yaraya tuz basmak gibi olmuştu. Moral ve motivasyonları iyice düşen Sovyetler Birliği yetkilileri söndürme işleminin yangın bitene kadar devam etmesini istedi. Önümüzdeki iki haftalık süreçte yangın kontrol altına alınmıştı. Fakat kullanılan yüzlerce helikopter bir daha asla uçamayacaktı.

 

 

KULLANILAN ARAÇLAR

Çernobil’de kullanılan araçlar bunlarla sınırlı değildir. Havadan helikopterler ile destek verildiği gibi karadan da kullanılan bazı araçlar mevcuttur. Çernobil Müzesi dışında bunları görebilirsiniz.

Çernobil’de kullanılan araçlar.

Müze önünde sergilenen araçlar Çernobil sahasından getirilmemiştir. Görevlerine gelecek olursak, kimi araçlar personel taşımada, kimi araçlar keşif yapma ve radyasyon ölçmede kullanılmıştır.

Yarın son bölüm olan beşinci bölümde görüşmek üzere. Hoşçakalın!

BAĞLANTILI HABER VE MAKALELER: ÇERNOBİL MÜZESİ-3: SANTRALİN İSİMSİZ KAHRAMANLARI

ÇERNOBİL MÜZESİ-2: “900 YIL BOYUNCA BURAYA KİMSE GELEMEYECEK”

ÇERNOBİL MÜZESİ YAZI DİZİSİ-1: ANLATILMAYANI ANLATIYORUZ