UZAY ATIKLARI (Bölüm 1)… Uzay faaliyetlerine meraklı insanların ilgi ile takip ettiği bir isim şüphesiz Elon Musk… Musk’un en dikkat çeken projelerinden biri de Starlink projesi. Bu proje başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilirse LEO’ya yerleştirilecek binlerce uydu sayesinde dünyanın en ücra köşesinde bile internet erişimi olacak. Birkaç gün önce de sekizinci kez 60 uyduluk bir setin fırlatılması ile beraber toplamda proje kapsamında fırlatılan uydu sayısı Şubat 2018’de gönderilmiş olan iki prototip dahil 482 oldu.
Bu heyecan verici projenin bir de kaygılandıran boyutları var elbette. Bunlardan belki de en önemlisi olası uzay atıkları. Peki uzay atıkları nedir ve bu konuda ne gibi düzenlemeler var?
1992’DE İLK UZAY ATIKLARI KONFERANS
İlk yapay uydu olan Sputnik 1’in 4 Ekim 1957’de fırlatılmasıyla beraber uzayda atık problemi başlamış oldu. 1960’larda uzayda bir atık probleminin olabileceği uzay faaliyetleri ile ilgili çalışmalar yapan çevrelerde ifade edilmeye başlanıldı ve ilk kez 1982 yılında NASA tarafından yörünge atıklarına ilişkin bir konferans gerçekleştirildi. Daha sonra Avrupa Uzay Ajansı ESA da Skylab ve Cosmos 1402 uydularının başarısızlıkları dolayısıyla uzay atıklarının geri gelişi ile ilgili Eylül 1985’te çalıştay düzenledi. Bir yıl sonra da 1986’da çalışma grubu oluşturdu. Avrupa’da bu gelişmeler yaşanırken A.B.D.’de 1987 yılında DoD (Department of Defence) ilk kez resmi uzay politikasında askeri operasyonlarda uzay atıklarının asgari seviyeye indirilmeye çalışacağını ifade etti. Bazı kaynaklara göre NASA ve ESA 1987’den beri düzenli koordinasyon sağlamıştır. ESA’nın çalışma grubu da 1988 yılında bir rapor yayınlandı ve 1989 yılında da ESA Konseyi tarafından bir karar alındı . Ajans atık hedeflerini şu şekilde belirledi;
- Uzay atığı oluşumunun asgari düzeye indirilmesi
- Riskin insanlı uzay uçuşları için azaltılması
- Uzay araçlarının dünyanın geri girişinin yer yüzündeki risklerinin azaltılması
- Yer sabit yörünge uydusu (Geostationary Satellites) için riskin azaltılması
Aynı yıl Amerika’da da yörüngedeki atıklarla ilgili bir rapor düzenlendi. Bu raporun akabinde NASA radarla yörünge atıklarının ölçümüne başlamış ve bilgisayar simülasyonları ile modellemesini gerçekleştirmiştir. Uzay ajansları ile de yine uzay atıklarına ilişkin görüşmeler yapılmış ve akabinde de 1993 yılında Uluslararası Uzay Atığı Koordinasyon Komitesi (IADC) kurulmuştur. ASI, JAXA, CNES, KARI, CNSA, NASA, CSA, ROSCOSMOS, DLR, SSAU, ESA, İngiltere Uzay Ajansı ve ISRO’nun üyesi bulunduğu IADC bugün halen daha uzay atıkları ile ilgili çalışmalarına devam ediyor. Komite uzay atığını; “Dünya yörüngesinde bulunan veya atmosferden içeri giren ve fonksiyonunu yitirmiş olan parça ve sair unsurları dahil tüm insan yapımı cisimler” olarak tanımlamıştır. Yine 1993 yılında ESA da uzay faaliyetlerinin önde gelen ülkelerinin de katıldığı uzay atıkları ile ilgili ilk Avrupa Konferansı’nı gerçekleştirdi.
1994… BM’DE İLK KEZ GÜNDEM OLDU
1994 yılına geldiğimizde ise Birleşmiş Milletler Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi’nin (UNCOPUOS) Bilim ve Teknik Alt Komitesi 31. oturumunda ilk kez uzay atıkları ile ilgili bir gündemi öncelikli olarak ele almaya karar verdi. Bir yıl sonra da UNCOPUOS uzay atıklarının ölçümü, matematiksel modellemesi, uzay atıklarının risklerinin bertaraf edilmesi, uzay araçlarının uzay atıklarına karşı korunacak şekilde tasarlanması gibi konulara odaklanmaya karar verdi. Aynı yıl NASA da ilk yörünge atıklarını azaltmaya yönelik olarak bir kılavuz düzenledi. NASA’nın 1995 yılında hazırlamış olduğu Uzay Atıklarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirme Prosedürleri ve İlkeleri uyarınca görev tamamlanmasını takiben bordadaki enerji kaynaklarının tüketilmesi, görev tamamlandıktan sonra yörüngedeki ömrün 25 yıl ile sınırlandırılması ya da mezar yörüngesine gönderilmesi, atığın normal uzay faaliyetlerinin doğal sonucu olarak oluşmasının sağlanması, yörüngedeki mevcut atıklar veya göktaşları ile etkileşim neticelerinin en aza indirilmesi, görev sonrası Dünya’ya geri giren uzay sistemi parçalarının oluşturabileceği riskin en aza indirilmesi hususları düzenlendi.
NASA’nın düzenlemesinin akabinde diğer uzay ajansları da benzer bazı düzenlemeler yaptılar. Japonya Ulusal Uzay Gelişimi Ajansı NASDA (1 Ekim 1969’da kurulmuş olan Japon Uzay Gelişim Ajansı NASDA 1 Ekim 2003’e kadar faaliyet göstermiştir. Daha sonra ISAS (Institute of Space and Astronautical Science), NAL (National Aerospace Laboratory of Japan) ve NASDA birleşerek Japon Uzay Ajansı JAXA (Japan Aerospace Exploration Agency) oluşturulmuştur.
1996 yılında yaptığı düzenleme ile uzay atıklarını azaltabilmek için yüklü miktarlarda atığa sebep olan uzay sistemlerindeki görevini tamamladıktan sonra yörüngedeyken gerçekleşen kopmaların önlenmesi, GEO’nun korunabilmesi amacıyla GEO’da ömrünü tamamlayan uzay aracının daha yukarıdaki yörüngeye gönderilmesi, uzay sisteminin faaliyet gösterdiği dönemde salınan cisimlerin asgariye indirilmesi, görev sonrası yörüngede kalınan sürenin kısıtlanması dahil ve fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere bir dizi düzenleme kabul etmiştir.
2003’TE ÜÇ TEMEL İLKE KABUL EDİLDİ
Mart 1999 yılına geldiğinde ise bu sefer Fransız Ulusal Uzay Araştırmalar Merkezi (CNES DG) emniyet gerekliliklerinden olmak üzere bazı yeni düzenlemeler yaptı. Buna göre uzay faaliyetleri ile ilgili olarak ek yükümlülükler ihdas edilmiştir. Bunlar yönetimsel yükümlülükler (her program için bir tane atık yöneticisinin olması), tasarıma ilişkin yükümlülükler (atık oluşumunu asgariye indirecek şekilde tasarım yapılması vs.), operasyonel yükümlülükler (25 yıllık ömür sınırı, pasifizasyon vs.) olarak üç ayrı kategoride düzenlendi.
Hemen akabinde Nisan 1999’da ESA “Uzay Atıklarının Azaltımı El Kitabını” hazırlamıştır. Uzay faaliyetlerinde önde gelen ülkelerin kendi iç hukuklarında yaptıkları düzenlemelerin yanısıra az önce belirttiğim gibi uzay ajanslarının üyesi olduğu IADC’de de oybirliği ile 2003 yılında üç temel ilke kabul edildi. Buna göre yörüngede meydana gelecek olan kopmalardan kaçınılacak, yoğun bir şekilde kullanılan yörünge bölgelerinden uzay araçları ve parçaları görevlerini tamamladıktan sonra uzaklaştırılacak ve normal operasyonları sırasında parça salınımı sınırlandırılacak.
NAZLI CAN KİMDİR?
Nazlı Can 2003 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuştur. Havacılık ve uzay faaliyetlerine olan ilgisi dolayısıyla 2008 yılında İstanbul Barosu’nun Havacılık ve Uzay Hukuku Komisyonu’nu kurmuş ve halen daha başkanlığını yürütmektedir. Hollanda’da da Leiden Üniversitesi’nde Havacılık ve Uzay Hukuku üzerine yüksek lisans çalışmalarını tamamlamıştır. Yüksek lisans tezi olarak uçak kazalarının hukuki yönünü inceleyen Can takiben hem havacılık hem de uzay hukuku ile ilgili çok sayıda konferans ve seminer vermiş ve makaleler yayınlamıştır.
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Hezarfen Havacılık ve Uzay Teknolojileri Enstitüsü, İstanbul Barosu ve daha pek çok kurum ve kuruluşta havacılık ve uzay hukuku dersleri vermiş olan Can aynı zamanda Türkiye Uzay Madenciliği Çalışma Grubu kurucularından olup Uzay Teknolojileri Eğitim Birliği, Savunma Havacılık ve Uzay Derneği üyesidir ve Uzay Teknolojilerinde Son Gelişmeler Konferansı’nın da organizasyon komitesindedir. Uydularla konum belirleme sistemleri (GNSS), GNSS sistemlerine yönelik siber saldırılar, uzay atıkları, insansız hava araçları, uzayın askeri kullanımı, uçak kazaları, yolcu hakları, havacılıkta siber güvenlik gibi konular üzerine de çalışmalar yapmış olan Nazlı Can halen daha serbest avukatlık faaliyetlerine ve akademik çalışmalarına devam etmektedir.
BAĞLANTILI HABER VE MAKALELER: UZAY ATIKLARI SORUNU-2: YEDİ MADDEDE UZAY ÇÖPÜ KILAVUZU
JAPONYA, UZAY SAVUNMA BİRİMİ KURUYOR
FRANSA UYDU AVCISI LAZER SİLAH GELİŞTİRİYOR
SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: TWİTTER, instagram, YOUTUBE, LinkedIN, FACEBOOK, PİNTEREST