UZAYDA UZAYLI ARAYIP DURUYORUZ DA ONLAR BİZİ ARIYORLAR MI?

Çok akıllı bir uzaylı türünün bizimkilerden çok daha güçlü teleskopları olabilir!

Bilim adamları nesillerdir diğer yıldızların etrafındaki yeni gezegenleri bulmaya uğraşıyor. 1990’lı yıllarda sonunda başarılı oldular ve o günden günümüze, dört binin üzerinde yeni gezegen kategorize edildi. Peki ya uzaylılar da bizim gezegenimizi bulduysa? Ya dünyadışı varlıklar da dünyamızı sınıflandırdıysa? Yeryüzü hakkında neler biliyorlar?

Bu soru size saçma gelebilir. Hatta “Fareler obua konçertosu dinlemekten zevk alır mı?” sorusundan daha büyük önem taşımayabilir.

Fakat bu soru da cevabı da çok önemli çünkü ‘Akıllı uzaylılar’dan sinyal bekleyen, sürekli gökyüzünü tarayan bilim adamları kuşkusuz şunu düşünüyorlar: Eğer dış dünyalılar Dünya’mızdan ve Dünya’mızın özelliklerinden habersizse, onları bize doğru sinyal yollamak için kışkırtacak ne sebep var ki? Eğer sizde troposferden geçip dolaşmakta olan uzaylılara inananlardansanız, bu dış dünyalıların bizi ziyaret edecek kadar bilgiye sahip olduklarına emin olabilirsiniz.

En azından eğer galaksimizde bizim dışımızda gelişmiş canlılar varsa, Dünya’mızın burada olduğundan haberleri vardır.

Eğer Dünya’mızdaki gökbilimciler, 20 yıl içinde binlerce yeni gezegen bulabiliyorsa, başka Güneş Sistemi sakinleri bir milenyum süren yoğun bir uğraşıdan sonra başka yıldızlar etrafında kaç gezegen bulurlar sizce?

Bu dış katalogcular için esas zorluk gezegenleri bulmakta değil fakat brüt özelliklerinin dışındaki detaylara ulaşıp (örneğin boyut, kütle ve sıcaklık) bunları incelemek. Bu iş için de devasa teleskoplara ihtiyaç duyacaklar.

Sizce mantıksız mı? Hayır, kesinlikle değil! Bazı uzaylılar bizimkilere benzer alet edevat kullanabilir,  biz onlardan bahsetmiyoruz. Çok daha ‘sofistike Klingonlar’dan bahsediyoruz. Optik sistemi onlarca metre boyutta, diyelim ki bizim yapabildiğimiz en büyük teleskobu kullanıyorlar, bundan ne görebilirler? Bir düşünelim.

Böyle bir alet diğer uzak gezegenleri bir nokta gibi gösterir – hatta tek bir tane piksel gibi- hiçbir detay olmadan fakat bu ışık bir prizmasından geçirilip, spektral parmak izi analiz edilirse, o gezegenin atmosferi hakkında detaylara ulaşılabilir.

Son zamanlarda araştırmacılar, Dünya’dan 110 ışık yılı uzaklıktaki K2-18b gezegeninin atmosferinde su buharı bulmak için spektroskopi kullandılar. Bizler için bu çok zor bir iş ama bu başka gezegenlerde yaşayan gökbilimciler için aslında çocuk oyuncağı…

Dünya etrafındaki oksijeni bulmaları çok kolay ve bu da burada hayat olduğunun en başta gelen kanıtı. Oksijen fotosentezi ele verir. Onlar için kolay bir şey daha; Dünya’dan gelen ışık miktarını izleyip -tek bir pikselde görülse bile- günlere yayılan düzenli değişimi farkettikleri anda Dünya’nın kendi ekseni etrafında döndüğünü anlarlar. Bu değişen parıltının daha derin bir analiziyle de okyanusların ve kıtaların var olduğunu bulurlar.

Başlamışken şunu da atlamayalım: Yüksek teknoloji sahibi uzaylıların çok üstün teleskopları var diyelim ve bizi gözlemeye başladılar. Dünya’nın görüntülerini aldıklarında bunlar yüksek çözünürlükte olmasa da kıtaların genel boyutlarını ve şeklini vermeye yeterli olur.

NASA Derin Uzay Hava Rasathanesi’nden (Deep Space Climate Observatory) gelen veriler kullanılarak iki yıl boyunca gezegenimizi izleyerek ne görülebileceğinin modeli yapıldı. Sonuç, Google Earth kalitesinde değildi ama uzaylıların eski Yunan’dan daha detaylı bir haritaya ulaşacağı da şüphesiz. 

Bizden birkaç yüzyıl ileride uzaylı bir toplum için bu araştırmayı yapmak hiç mesele değil. Biz şu an bunu hayal edebiliyorsak, onların bu araştırmayı çoktan yapmış olma olasılığı da çok yüksek. Bulacakları adaların sınırları ya da atmosferdeki oksijen ile kalmayacak, bizi bulacaklar.

BÜYÜK İHTİMAL YAŞAYANLARI DA BİLİYORLARDIR

2. Dünya Savaşı’ndan bugüne dışarı sinyal gönderiyoruz. Bizim televizyon ve radar sinyallerimizi almaları için büyük antenlerle 70 ışık yılı uzakta olmaları yeterli, her ne kadar bizi o uzaklıktan göremeseler de.

70 ışık yılı içinde yaklaşık 15.000 yıldız sistemi var. Kimse bunların içinde teknolojik açıdan uyanık bir uzaylı toplumun var olup olmadığını bilmiyor henüz, ama büyük bir olasılık; böyle bir topluluk varsa Dünya’mızı bulmakla kalmayıp burada kimlerin yaşadığını da biliyorlardır.

Umarız varlığımız ilgilerini çeker.

Fotoğraf: Twitter, Freepik

---

SETH SHOSTAK KİMDİR? 1943 yılında ABD’nin Virginia eyaletinde doğdu. Dünya dışına sinyal gönderen, Dünya dışında sinyal arayan SETI Enstitüsü’nde ‘Kıdemli Astronom’ olarak görev yapmaktadır. Kurumun bir dönem direktörlüğünü de yapmıştır. Bilimin popülerleşmesine katkılarından dolayı 2015 Carl Sagan Ödülü’ne layık görülmüştür.

---

BAĞLANTILI HABER VE MAKALELER: 

“UZAYLILARA GOOGLE SERVERLARINI, İNTERNETİ GÖNDERİRDİM”