Home DÜNYA SALGIN, SAĞLIK EĞİTİMİNE NASIL YANSIYACAK?
DÜNYA - 10 Haziran 2020

SALGIN, SAĞLIK EĞİTİMİNE NASIL YANSIYACAK?

Türkiye’deki doktor sayısı 160 bin; hemşire sayısı 200 bin. Yeni neslin sağlık bilimleri ve tıp fakültelerine yaklaşımı nasıl?

Koronavirüs salgını sürecinde; virüse karşı verilen savaşın ilk cephesinde doktorlar ve diğer sağlık çalışanları yer aldı. Peki, sağlık sektörüne güvenin tazelendiği, sektörün itibarının zirve yaptığı bu süreç; üniversite adaylarına, meslek seçimlerine nasıl yansıdı? Yeni neslin sağlık bilimleri ve tıp fakültelerine yaklaşımı nasıl?

Türkiye’de hazırlık sınıfları hariç altı yıllık bir eğitimi kapsayan 98 tıp fakültesi bulunuyor. Türkiye’deki doktor sayısı ise 160 bini aşmış durumda. Hemşire sayısı ise 200 bine yaklaştı. Oysa tıp ve sağlık bilimleri oldukça meşakkatli bir eğitim süreci anlamına geliyor. Ancak koronavirüs salgınında başaktörün sağlık çalışanlarının olması bu bölümlere olan eğilimi de etkilemiş görünüyor.

SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: LinkedIN, FACEBOOK, PİNTEREST

YKS’ye sayılı günler kala Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Nalbant, Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Meslek Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Dr. Şenay Öztürk ve Esenyurt Üniversitesi Genel Sekreteri Okan Özpınar, “Yolun Başındayken” programında Dr. Görkem İldaş’ın konukları oldu. Salgın sonrası tıp ve sağlık bilimleri fakültelerinin yeniden yükselen değer olup olmayacağı, meslek seçiminde dikkat edilmesi gereken konuların konuşulduğu programda adaylara sınav ve tercih tüyoları da verildi.

TÜRK HALKINDA İHTİYACI OLAN RUH VAR

Prof. Dr. Selim Nalbant.

Türkiye’nin güçlü bir sağlık eğitim sistemine sahip olduğunu söyleyen Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Nalbant; sağlık sisteminin altyapısı ve çalışanların motivasyonu sayesinde COVID-19 salgını sınavını başarıyla verdiklerini söyledi.

Tıp eğitiminin çok zorlu bir süreç olduğuna dikkat çeken Prof. Nalbant, “Sadece zekâ ve beceri yetmiyor. Bu meslek için ruh gerekiyor, yürek gerekiyor. Türkiye’de tıp eğitiminin gözde olmasın sebebi de Türk halkında bu ruhun olmasıdır” dedi.

Tıp fakültesini tercih etmek isteyen öğrencilere önerilerde bulunan Prof. Nalbant, “Ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her vatandaşımıza yardım edecek; sağlık problemlerini çözebilecek öğrenciler yetiştiriyoruz. Bilim, ilim, irfan kazanılır. Ama mesleğin ruhunu taşımak çok daha önemlidir. Bu ruhu taşıyan her öğrenciye bilgiyi, irfanı vermeye hazırız” diyerek şöyle devam etti:

 “Tıp fakültesinde okumak isteyen adaylar öncelikle seçecekleri tıp fakültesinin kendi hastanesinin olup olmadığına bakmalılar. Tıp fakültelerinde öğrencinin gerçekten hasta ile temas etmesi, ayrıca öğretim görevlisi başına düşen öğrenci sayısı da çok önemli. Akreditasyon ve sosyal olanaklar, kampüs olanakları da elbette önemli ancak hastane imkânı birinci şart.”

“OLMAZSA OLMAZ: HEMŞİRELİK”

Dr. Şenay Öztürk.

Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Meslek Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Dr. Şenay Öztürk ise COVID-19 salgını sürecinde hemşirelerin gösterdiği yüksek özveri ve meslek aşkına dikkat çekerek:

“Hemşirelik, insanlığın var olduğu günden itibaren varlığını devam ettiriyor. Bu zorlu süreçte de biz gördük ki gerçekten olmazsa olmaz meslek gruplarından biri de hemşirelik. Çünkü insanlara en kritik döneminde şefkatle dokunanlar hemşireler oluyor. Bu şefkate bilgiyi de ekleyince profesyonel ellerde olmak istersiniz. Bu zorlu süreçte bunu gördük” dedi.

Hemşirelere her zaman ihtiyaç olduğunu ve bu ihtiyacın artarak devam edeceğini vurgulayan Dr. Öztürk, dünya genelinde 28 milyon civarı hemşire olmasına rağmen halen 6 milyon açık olduğuna dikkat çekerek Türkiye’de hemşire istihdamında açık olduğunu söyledi.

Esenyurt Üniversitesi Genel Sekreteri Okan Özpınar da meslek seçiminin geleceği belirleyen bir karar olduğunu vurgulayarak bu yıl en revaçta olan bölümlerin salgın dolayısıyla sağlık bilimleri bölümleri olduğunu anlattı. Özpınar; hangi bölüm tercih edilirse edilsin Türkiye’nin iyi yetişmiş, donanımlı bir yeni nesle ihtiyacı olduğunu söyleyerek, bu tercihin iyi düşünülerek yapılması gerektiğini vurguladı.

“SINAV HAYATIN SONU DEĞİL”

YKS’ ye girecek adaylara tavsiyelerde bulunan Özpınar “Bu yıl sınava girecek çocuklarımızda sınav kaygısı var. Ama sınavın hayatın sonu olmadığını bilmeleri gerekiyor. Gençler; sınav stresini atın. Rahat olun, yapacağınız bir hatanın hayatlarınızın sonu olmadığını bilin” dedi.

SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: TWİTTER, instagram, YOUTUBE

Ailelerin çocuklara baskıda bulunmamasının da çok önemli olduğunu anlatan Özpınar, taban puanların düşmesi ve sürenin uzatılması gibi avantajların iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek yaşanan durumdan fırsat çıkarmak gerektiğinin altını çizdi. Özpınar; “Sınava girecek çocuklarımız mutlu olacağı tercihler yapabilmeli. Ebeveynlerin değil çocukların kendi hayatlarına yön verebilmesi büyük önem arz ediyor” diye konuştu.