İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü, “Veri Mahremiyeti, Güvenlik ve Verinin Metalaştırılması – Küresel Eğilimler” başlıklı etkinlikte Prof. Dr. Lothar Determann’ı ağırladı. 1998’den bu yana Silikon Vadisi’ndeki şirketlere danışmanlık veren Prof. Dr. Lothar Determann, güncellenebilir ve kişiselleştirilebilir araçların en geç 2030’da yola çıkacağını belirtti.
“DALGIN, YORGUN, UYKUSUZ, ALKOLLÜ ŞOFÖR YOK”
Prof. Dr. Determann, açık kaynaklı yeni nesil araçların siber güvenliğin yanı sıra fiziksel güvenlik açısından da bazı soru işaretlerini beraberinde getirdiğini söyledi. Prof. Dr. Determann şu ifadeleri kullandı: “Bu araçlar yüzde yüz güvenli demek mümkün değil. Ancak yeni nesil araçlar dalgın, yorgun, uykusuz ya da alkollü sürücüler kadar büyük bir sorun teşkil etmeyeceğinden, durumun gelecekte şimdiye oranla daha iyi olacağını söylemek mümkün. Teknolojinin hızlı gelişimi daha güvenli araçların önünü açacak.”
Araçların içinde yüzlerce bilgisayar programı olduğunu belirten Prof. Dr. Determann, “Araçlar artık tekerlekli bilgisayar olarak nitelendirilebilir. Birçok program harmoni içinde çalışıyor ve kullanıcı tarafından müdahale edilemiyor. Telefon bağlayıp müzik dinlemek dışında kişiselleştirilemiyor. Açık kaynaklar sayesinde kişiselleştirebileceğimiz ve güncelleyebileceğimiz yeni araçlar, en geç 2030’da yollarda olacak” dedi.
“SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLAR TRAFİK KURALLARINA UYACAK”
Prof. Dr. Determann, tercih ve davranışların da değişeceğine değindi: “Kullanıcılar artık beygir gücü gibi eski usul değerlerle uğraşmayacak. Çünkü sürücüsüz (otonom) araçlar hız limitlerine göre, trafik kurallarına uyarak hareket edecek. Dahası, kimse araç kullanmak zorunda kalmayacak.”
BAĞLANTILI HABER: ‘İLAÇLAR KİŞİSELLEŞECEK’
Prof. Dr. Determann, veri paylaşımını kısıtlayıcı yaklaşımları eleştirirken aynı zamanda sınırın da bilinmesi gerektiğini vurguladı. Kaynakların tamamının açık ya da ücretsiz olmasının, büyük firmalar açısından da olumsuzluklar yaratabileceğini belirterek yeni nesil yazılımların güvenlik sorunlarına dikkat çekti:
“Elbette herkese güvenlik sisteminin nasıl çalıştığına dair bilgilerin tamamını veremezsiniz ya da verilerinizin tamamını paylaşamazsınız. Fakat söz konusu TESLA gibi arabalar ve de günlük hayat kalitesini yükseltecek teknolojiler ise inovasyonun gelişimi açısından verinin açık olması olumlu bir tutumdur. Verinin sahipliğinden bahsetmek mümkün değil, veri bir eşya gibi satıldıktan sonra beğenilmediğinde veya istenmediğinde başkasına verilen veya iade edilebilen bir şey olmamalı bu sebeple de zaten veriye sahiplik konseptinin tartışılması mantıklı değil.”
“VERİLER AKILLI ŞEHİRLER İÇİN KULLANILIRSA…”
Araçların çok sayıda veriyi işleyip paylaşacağına da vurgu yapan Prof. Dr. Determann, yol, hava, tüketim gibi sürücüleri ilgilendiren verilerin yanı sıra araç üreticileri ve hatta hükümeti ilgilendiren verilerin de söz konusu olduğunu belirtti. Prof. Dr. Determann, “Sürücüsüz (otonom) araçlardan toplanan veriler devletler tarafından akıllı şehirler kurma amacıyla kullanılırsa ortaya muazzam bir tablo çıkar. Verilerimizin paylaşılmasına dair siber güvenlik korkusunun önüne geçilmesi için değişmesi gereken teknoloji değil, şirketler ve hükümetlerdir. Gerekli güven ortamının sağlanması gerekir” ifadelerini kullandı.
BAĞLANTILI HABER: UZAY ŞİRKETLERİ 5G’YE YATIRIM YAPIYOR