Home GELECEK UZAYLILAR GELİRSE NASIL İLETİŞİM KURACAĞIZ?
GELECEK - 8 Nisan 2020

UZAYLILAR GELİRSE NASIL İLETİŞİM KURACAĞIZ?

Müzik yoluyla mı? Matematik yoluyla mı? Yoksa... Bizim gibi bir dil mi konuşuyorlar? Bilim insanları "iletişim" konusunu masaya yatırdı.

2018’in Mayıs ayında Norveç Trömsö’deki bir radar tesisi antenlerini GJ237b’ye (Dünya’dan 12 ışık yılı uzaklıkta ve büyük olasılıkla üzerinde yaşanabilir bir dış gezegen) üzerine çevirdi. Üç gün boyunca radar, bu gezegene yönelik mesaj gönderdi; orada birileri ya da bir şeyler varsa bu mesaji alır umuduyla… Mesajların içeriği ise kısa şarkılar ve mesajları anlamaya yardımcı olacak bir tercüman niteliğindeki; alfabe görevi gören bir önyazı…

Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan METI International tarafından başlatılan bu yıldızlararası mesajlaşma projesinin ikinci versiyonu olan “Sónar Calling GJ273b” ilk olarak 2017’de denendi. Ve ‘uzaylılar için müzik dersi’ olarak tanıtılan bu iki iletimden ikincisi Yvan Dutil ve Stephane Dumas sayesinde itibar kazandı. Çünkü bu, iki fizikçinin 1990’larda geliştirdiği “Dünya dışı dil” olarak tanındı…

ZEKİ VARLIKLA NASIL İLETİŞİM KURULUR?

Carl Sagan (Fotoğraf: planetary.org)

Bu özel sembolik sistem, uzaylıları rakamlarla tanıştırarak başlıyor ve daha karmaşık konulara doğru ilerliyor: İnsan biyolojisi ve Güneş Sistemi’mizdeki gezegenler gibi… Bu dilin ilk örnekleri uzaya 1999’da ve daha sonra 2003’te kitle kaynaklı yıldızlararası mesajlaşma projesi “Cosmic Call” mesajlarının bir bölümü olarak gönderilmişti. Bundan 25 yıl önceki Carl Sagan ve Frank Drake’in “Arebico” mesajlarından sonra, o zamanların ilk ciddi iletişim adımı olarak imzasını atmıştı.

Tüm bu resmi mesajlaşma deneyimlerinin hepsi aynı yaklaşımı kullandı: İlk önce rakamları ve temel aritmetiği öğretmek. Fakat nörodilbilimcilerin son çalışmalarının önerdiğine göre uzaylı komşularımızı selamlamanın en iyi yolu matematik olmayabilir.

Dünya’nın ilk yıldızlararası iletişim sistemi ‘lingua cosmica’ ya da Lincos, daha önce temel matematiği bu işin özü olarak kullanmaya dayalı girişimler için gidişatı belirlemişti. Alman matematikçi Hans Freudenthal tarafından 1960’da tasarlanan Lincos’un birçok matematikçiye ve bilim adamına Dünya dışı dil geliştirme konusunda ilham verdiği bilinir. Sonuç olarak her bir sistem aşırı kompleks bir problemi çözme atılımı: Hakkında hiçbir şey bilmediğin zeki bir varlıkla nasıl iletişim kurabilirsin?

Bu soru aslında zekanın doğasına değiniyor. 

MATEMATİK ARACIYLA GÖRÜŞÜLÜR MÜ?

Dünya üzerinde ileri matematik kabiliyetine ve dil üzerine tam yetki kuvvetine hakim tek tür ‘insan’ fakat bunlar yaradılıştan gelen özellikler mi yoksa bir zeka niteliği mi?

Zekanın gerçekten evrensel bir yönü var mı?

Yüzlerce yıl bilim adamları ve matematikçiler bu tür sorularla cebelleştiler. Nobel ödüllü Eugene Wigner bir gözleminde matematiğin doğal evreni tanımlamada “Anlamsızca etkili” olduğuna değindi ve bunun sonucunda birçok matematikçi birleşip matematiğin gerçekliğin içine işlediği sonucuna vardılar.

Bu bakış açısından yola çıkarsak, matematik insan zekasının bir ürünü değil, insan aklı ile keşfedilen bir şey.

Arrival filmi, uzaylılarla iletişim konusunu işliyordu.

Yıldızlararası iletişim sistemlerinin çoğu bu sonuç etrafında tasarlandı. Hedef uzaylıya toplama çıkarma öğretmek değil! Mesajı alabilmek için bir teleskopları varsa zaten bu bilgiye çoktan sahipler. Bu sistemler onlara rakamları sembol olarak kodlama şeklimizi öğretmeye yönelik bir çaba. Bunun üzerine daha karışık fikirler inşa edebilirler.

BİZİMLE AYNI DİLİ KONUŞUYORLARSA…

Zor bir probleme zarif bir çözüm ama Lincos uzaylıların aklı durumunun insana benzer olduğunu varsaymaya devam ediyor. Eğer uzaylı gerçekten insan gibi düşünce yapısına sahipse acaba bu uzaylı bir tür insan diline benzer bir dile sahip olabilir mi?

Yapay zekanın atası dediğimiz Marvin Minsky ve John McCarthy yıldızlararası iletişimle ilgilenmeye başladıktan sonra araştırmalarına benzerliğinden dolayı uzaylı arayışına da oldukça büyük bir ilgi duydular. Zeki türlerin karşı karşıya kaldığı problemlere çözüm üretebilmeleri için dilin ideal bir araç olması sebebiyle uzaylının büyük olasılıkla dil sahibi olacağını öne sürdüler.

Daha derin bir soru sormak gerekirse; uzaylıların dili bizim kullandığımız dile benziyor olabilir mi?

Eğer uzaylılar bizim dilimize benzer bir dile sahipse, o da demek oluyor ki işlevsel olarak bizimkine eşit nörobiyolojik bir yapıya sahipler!
Uzaylılar bizim gibi düşünebilir ve bizim dilimize benzer bir dile sahipler demek bir yana, bizim sahip olduğumuz beyin yapısına sahip olduklarını tartışmak biraz saçma ve hatta saflığın sınırları zorlamak gibi bir şey olsa da kulağa geldiği kadar da çılgınca bir düşünce olmayabilir.
SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: TWİTTER, FACEBOOK, YOUTUBE, instagram