Jüpiter’in uydusu Europa’nın yüzeyi çok çeşitli manzaralara ev sahipliği yapıyor; sırtlar, şeritler, küçük yuvarlak kubbeler, alt üst olmuş boşluklardan oluşan bu alana jeologlar “kaos arazi” (chaos terrain) diyorlar. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’nın Galileo uzay aracı tarafından 90’larda çekilmiş üç görüntü yeniden işlem gördü ve tıpkı “2001: Uzay Yolu Macerası”nın yazarı Arthur C. Clarke’ın uyardığı gibi Europa’nın; üzerindeki çok çeşitli yüzeysel özelliklerinden dolayı ‘inişe uygun olmadığı’ bulundu.
BALİNALARI ARIYORSANIZ…
“Kaos arazisi”nin 30 km altında ise Europa’nın okyanusunun kayalık dibi yatıyor: Caltech’ten Mike Brown’un dediğine göre minyatür Dünya görüntüsündeki bu alanda tektonik tabakalar, kıtalar, derin çukurlar ve aktif merkezler bulunuyor: “Europa’nın okyanusunda zengin kimyasal bir çorba bir tür hayata kaynak oluyor. Ve Europa’nın göbeğinde üretilen bu iç enerji ile yaşamını sürdürüyor. Eğer Europa’nın balinalarını arıyorsanız – arkadaşlarım ve ben bu konuda bizim yaptığımız işin bu olduğu konusunda çok şakalaşırız – burası kesinlikle onları aramanız gereken yer.”
Galileo’dan toplanan veri yıllar öncesine ait olsa da bilim insanları yeni teknoloji ve modern imge işlem teknikleri ile Europa’nın yüzeyinin yeni görünümlerine ulaşıp Europa Clipper uzay aracının varışı için hazırlık yapıyorlar. Jüpiter’in uydusuna düzinelerce deneme uçuşu gerçekleştirecek ve kalın buzlu kabuğunun altındaki okyanus ve okyanusun yüzey ile olan ilişkisi hakkında bilgi toplamaya çalışacak. Görev önümüzdeki birkaç yıl içinde gerçekleşip Galileo’dan bu yana Europa’ya ilk dönüş olacak.
SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: LinkedIN, FACEBOOK, PİNTEREST
“Bu netlikte Europa’nın yüzeyinin sadece küçük bir kısmını gördük. Europa Clipper bu çözünürlüğü son derece artıracak” diyen Cynthia Phillips, NASA’da görevli bir gezegen jeoloğu ve Jüpiter’in uydusunun görüntülerinin tekrar analizinin gerçekleştirildiği bu projede uzun dönem araştırmalara liderlik yapıyor.
AÇIK MAVİ=BUZ
Üç görüntüden her biri Galileo tarafından 1998’in Eylül ayında Europa ile aynı boylamdayken çekildi. Yüksek çözünürlüklü bu görüntüler net bir filtreden siyah beyaz çekildi ve en küçüğü 460 metre genişliğindeki şekilleri sergiliyor. Bunlar 11 uçuşun sekizincisinde çekilmiş. Farklı bir uçuştan aynı bölgenin düşük çözünürlükteki görüntülerini kullanarak teknisyenler çok özen isteyen bu süreçle yüksek çözünürlüklü görüntüleri renklendirdiler.
Bu tür renkleri geliştirilmiş imgeler sayesinde bilim insanları jeolojik özellikleri farklı renklerle vurgulama şansına sahip oluyorlar. Bu tür imgeler Europa’yı insan gözüne göründüğü haliyle değil yüzeyin farklı kimyasal kompozisyonlarının vurgulanabilmesi için renk değişikliklerinin abartıldığı şekilde gösterir. Açık mavi veya beyaz ile gösterilen bölgeler kısmen saf sudan oluşan buzun bulunduğu bölgelere işaret ederken; kırmızımsı bölgeler ise buzsuz madde (örneğin tuz) içeren bölgeleri gösteriyor.
EN GENÇ YÜZEY EUROPA’DA
Gezegen araştırmacıları Europa’nın yüksek çözünürlüklü görüntülerini inceleyerek yüzeyin nasıl şekillendiği ile ilgili ipuçları arıyor. Güneş Sistemi’yle aynı zamanda ortalama 4.6 milyar yıl önce oluşan bu yüzey Europa’nın kendisinden çok daha genç, çünkü kendisi 40-90 milyon yaşında. Aslında Europa, Güneş Sistemi’ndeki en genç yüzeye sahip, merak uyandırıcı tuhaflıklarından sadece biri.
SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: TWİTTER, instagram, YOUTUBE
Uzun, çizgisel sırtlar ve şeritlerin, Jüpiter’in güçlü yerçekimi tarafından esnetilip çekilen buzlu yüzey kabuğunun verdiği karşılıkla bağlantılı olduğu düşünülüyor. Sırtların oluşumu yüzeydeki bir çatlağın tekrar tekrar açılıp kapanmasına bağlı… Tipik olarak birkaç yüz metre boyunda, birkaç km eninde ve yatay olarak binlerce kilometre alana yayılan bir özelliği var. Şeritler ise tam tersine, çatlakların yatay olarak koparmaya devam ettiği bölgeler ve böylece geniş ve düz özelliğe sahipler…
BAĞLANTILI HABER VE MAKALELER: İŞTE ÖNÜMÜZDEKİ 11 YILDAKİ 14 BÜYÜK UZAY GÖREVİ