İtiraf etmem gerekir ki hem bilim kurgu da hem de fantastik romanlarda bazı serileri sıkı bir biçimde takip ediyorum. Bazen de biraz risk alıp hakkında fikrim olmayan yeni çıkan seriler veya romanları da (özellikle yerli olanları) almak… Jack Campbell’in ilk kitabını 2006 yılında yazdığı “Kayıp Filo” serisinin ilk kitabı olan “Korkusuz”un da türünün beni üzmeyen örneklerinden biri olduğunu rahatça söyleyebilirim…
Gürer yayınlarından çıkan kitabın konusu kısaca aşağıdaki gibi:
“İttifak, yüz yıldan bu yana Syndic güçleri ile savaşmakta ve ne yazık ki yenilmektedir. İttifak filosu ağır hasar almış ve düşman bölgesinde mahsur kalmıştır. Tek umutları yüz yıllık derin uykusundan uyanmış olan efsane bir kaptandır.”
“Kaptan Geary’nin düşmana karşı verdiği mücadele okullarda ders olarak okutulmaktadır. Ancak savaşın ilk günlerindeki efsanevi direnişinden sonra kaybolmuş ve ölü kabul edilmiştir. Yüz yıl sonra inanılmaz biçimde dondurulmuş olarak yaşamayı başaran Geary artık uyanmış ve İttifak Filosu’nun kumandasını almıştır.”
“Ancak Geary kendisiyle ilgili yaratılmış olan efsanelerden dehşete düşer. O sadece işini yapmaya çalışan bir subaydır. İttifakın tek şansı Syndic Hypernet anahtarının eve geri götürülmesidir. Bunu yapmak için Geary’nin kendi efsanesiyle birlikte yaşamayı öğrenmesi ve yeni bir efsane yaratması gerekmektedir.”
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi “Askeri Bilim Kurgu” türü en sevdiğim bilim kurgu alt türlerinden birini oluşturmakta ve çıkan romanlar ayrıca ilgimi çekmekte.
Birçok benzerinin aksine kitap tüm karakterler için gayet gerçekçi bir şekilde davranarak ayaklarını yere basan bir tavır sergilemekte. Örnek olarak protagonist’imiz (esas oğlanımız) iç çalkantıları olan zamanın gerisinden gelip içinde bulunduğu yüzyılın gereklerini anlamaya çalışan ve üstüne gerçekte yapmadığı şeylerin şan ve şöhreti yüklenmiş bir karakter. Aynı şekilde dönemin teknolojisi ve dünyası da okuyucuyu çok zorlamayacak bir şekilde kurgulanmış ama bir taraftan yeterince ilgi çekici olabilmeyi başarmış durumda.
Bunun yanısıra yazarın geçmişte Amerikan deniz kuvvetlerinde subay olarak görev yapmış olmasının etkisiyle bir subayın görev ve sorumlulukları, ikilemleri ve düşünüş tarzını romana güzel bir şekilde aktarmış. Aynı gerçekçi etkiyi uzayda geçen filo savaşlarında da görmek insanı sevindiriyor.
Açıkçası son zamanlarda rahat okunan bu tarz bir bilim kurguya rastlamaktan gayet memnun oldum. Fakat üzülerek söylemek isterim ki altı kitaplık serinin sadece ilk kitabı basılmış durumda henüz Türkçe’ye çevrilmemiş diğer beş kitabı İngilizcesi yeterli olan arkadaşların edinip okumasını şiddetle tavsiye ederim.
Volkan’ın Notu:
“8,5”
BAĞLANTILI HABER VE MAKALELER: ARMADA
