Birçoğunuz Marslı kitabını okumuş veya filmini izlemiştir. Bu seferki yazımda, sizinle Marslı romanının yazarı Andy Weir’in ikinci kitabı 2017 basımı Artemis’ten biraz bahsedeceğim.
Kitabın konusu kısaca aşağıdaki gibi:
“Jazz Bashara hiçbir zaman kahramanlık peşinde koşmamıştı. Tek isteği zengin olmaktı. Artemis… Ay’daki tek şehir. Eğer çok zengin değilsen ya da bir turist olarak ziyaret etmiyorsan; Ay ve Artemis, tabiri caizse “zalim bir sevgilidir”.
Haliyle hayatta kalmak için ufak tefek kaçakçılıklar yapmak pek de beklenmedik bir şey değil. Özellikle de çok borcun varsa ve alınterin bu borçları kapamaya yetmiyorsa.
Ek iş olarak kaçakçılık yapan Jazz’in hayatı da karşısına reddedemeyeceği bir teklif çıkınca tamamen değişir.
Küçük bir kaçakçı olarak kalkıştığı bu büyük sabotaj boyunu aşacak ve beklediğinin de ötesinde Jazz, tüm Artemis’in kontrolünü ele geçirmeyi ilgilendiren bir komplonun ortasında bulacaktır kendini.
Bundan sonra alması gereken risk, işe ilk girdiği zamankinden çok daha büyüktür.”
Kitap için yazarın dersini iyi çalıştığı her halinden belli oluyor. 2080 yılında Ay’daki bir şehir devlet diyebileceğimiz bir yapıda geçen roman, bilim kurgu meraklılarına ay ile ilgili bir çok detay sunuyor. Romanın en beğendiğim yönlerinden biri tüm yapıyı olabildiği kadar bilimsel bir zemine oturtmaya çalışması bunu yaparken de temposunu düşürmemesi. Ayrıca Ay’da her mesleğin belli başlı coğrafyalardan gelen insanların tekelinde olması (Kaynakçılık Araplarda mesela) ayrı bir renk katmış.
BAĞLANTILI HABER: VOLKAN GÜVEN’İN İLK YAZISI: …PUNK 101
Açıkçası Marslı‘yı okuyanlardansanız bu kitabı ister istemez onunla karşılaştıracaksınız. Aradaki farka kısaca değinmek gerekirse Artemis’te daha az bilim, daha çok aksiyon var diyebiliriz ve tarz olarak daha ziyade bilim kurgu-polisiye’ye kaymakta.
BAĞLANTILI HABER: CYBERPUNK’IN ANTİ KAHRAMANI TAKESHİ KOVACS
Bu kadar güzel şeyden bahsettikten sonra birazda kitabın negatif yönlerinden bahsetmek lazım ki o üç puanı niye kırdığım belli olsun. Kitabımızın hikayesi Marslı’ya göre daha az orijinal ve ilgi çekici diyebiliriz, akışı da zaman zaman ne yazık ki sorunlu . İkinci olarak bu kitapta sonraki sayfalarda ne olacak hissini yakalamak pek kolay olmuyor bana göre, pek çok şey de Hollywoodvari bir şekilde gerçekleşmekte.
BAĞLANTILI HABER: TRANSHÜMANİZM HAKKINDA BİR ROMAN