John Scalzi özellikle askeri bilim kurgu ile ön plana çıksa da tarz olarak başka denemeler ve serilerde bulunduğunu görmekte güzel.
Kitabın konusu kısaca aşağıdaki gibi:
Bilinmeyen bir virüs tüm dünyada yayılmaya başlamıştır. Virüsü kapanların çoğu bu durumdan etkilenmezken, şanssız beş milyon insanda “Sendrom” ortaya çıkar. Hastalar tamamen bilinçli ve kendinde olsalar da hiçbir şekilde hareket edemezler. Her çeşit insanı etkileyen bu hastalık tüm dünyayı değiştirir.
Yirmi beş yıl sonra, “Haden sendromu” adı verilen hastalığın şekillendirdiği dünyada çaylak FBI ajanı Chris Shane, deneyimli bir ajan olan Leslie Vann ile ortak olur. İkili, Watergate Hotel’de işlenen ve Haden sendromuyla bağlantılı gibi duran bir cinayete atanırlar ve tek şüpheli de bir “entegreci” yani bedenini sendromlu birine bir süreliğine ödünç veren biridir. Bu yüzden asıl şüphelinin kim olduğunu bulmak oldukça zorlaşır.
Shane ve Vann cinayetin gizemlerini ortaya sermeye başladıkça suçun çok daha büyük bir şeyle alakası olduğu açığa çıkar. Bir cinayet vakası olarak başlayan soruşturma, ikiliyi büyük şirketlerin salonlarından sendromluların Agora denen sanal ortamlarına ve sürprizlerle dolu yeni bir toplumun derinliklerine götürür. Orada karşılaşacaklarıysa akla hayale sığmayacak kadar büyüktür.
Kitap yakın gelecekte geçen bir detektiflik hikayesini bilim kurgu sosuyla okuyucularına sunmakta. Özellikle tarif edilen geleceğin detaylarının çokluğu insanı bu evrendeki olayların olabileceğine ikna eden en önemli unsur. Açıkçası ben biraz romanda “Surrogates” filminden esinlenmeler görsem de teknolojik altyapının romana güzel yedirilmesi sayesinde esinlenmeler okuyucuyu rahatsız etmiyor.
Bu romanın yazarın en iyi işlerinden olduğunu söylemek biraz zor olsa da okurken belirli bir keyif verdiğini gözardı etmemek lazım. Dolayısıyla okunmaması bir kayıp olmasa da elinize geçerse güzel vakit geçirtecek bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Volkan’ın Notu:
6,5/10
BAĞLANTILI HABER VE MAKALELER: BU KİTAP KAÇMAZ: AY ZALİM BİR SEVGİLİDİR
