Home UZAYTEKNO ÖZGÜR ÖNEY’İN İLK YAZISI: “DAGUERREOTİP”
UZAYTEKNO - 26 Ekim 2019

ÖZGÜR ÖNEY’İN İLK YAZISI: “DAGUERREOTİP”

Türkiye'de fotoğraf avını başlatan Özgür Öney, Spacemag Türkiye'de: "Kimya, Optik ve Işığın Peşinde Deneyler" başlıklı dizi yazısı başlıyor.

Türkiye’de fotoğraf avını başlatan fotoğraf sanatçısı Özgür Öney, Spacemag Türkiye’de…

Kimya, Optik ve Işığın Peşinde Deneyler – 1

Fotoğraf sanatçısı Özgür Öney…

DAGUERREOTİP

Daguerre’in çalışması ile ilgili Ocak ayında bir duyuru yapılmış olsa da 1839 Ağustos’una kadar detaylar halka verilmemişti. Bu yeni buluş heyecanla karşılandı. Yağlıboya tablolara bakmaya alışık halk için daguerreotipin keskinliği ve tutarlılığı olağanüstüydü. Heyecanlı kalabalıklar önünde Daguerre’in süreci tanıttığı gösteriler düzenlendi.

Daguerre ayrıca bir de işlemle ilgili kılavuz hazırladı ve böylece bir yıl içerisinde 30’dan fazla baskı yapılıp satıldı. Çok geçmeden işlemin bazı kusurlarının ticari olasılıkları kısıtladığı görüldü. Bir görsel oluşturmak için gereken poz süresi portre fotoğrafları için çok uzundu. En parlak gün ışığı koşullarında bile poz süresi 10 dakikanın altına düşmüyordu. Bir başka problem de yüzeyin hassaslığıydı. En ufak bir dokunuş bile plaka üzerindeki görüntüye zarar vermeye yeterliydi. 1839’a kadar sadece birkaç kişi Daguerre’in buluşuna giden yolda deneyler yapmıştı ancak Daguerre’in işlemi ile ilgili kılavuz da yayınlamasıyla birlikte birkaç ay içerisinde tüm dünyada birçok kişi işlemi inceleyip iyileştirmek için çalışmaya başladı.

Viyana’da Joseph Petzval adında bir gözlükçü Dahuerre’in kullandığı basit lensten 16 kat daha iyi sonuç veren bir lens tasarladı. İngiltere’de ise John Goddard plakanın ışığa hassasiyetini artıracak bir öneri getirdi. Bu iki iyileştirme ile portre fotoğrafları mümkün hale geldi. Plaka yüzeyinin de Hippolyte Fizeau’nun buluşuyla güçlendirilmesi ile birlikte hem koruma sağlandı hem de tonlar iyileşti. 1841’de artık bir daguerreotipi 20 saniyede üretmek mümkün hale gelmişti ve bir sonraki yıl bu süre yarıya inmişti bile. Daha sonraları ise plakanın da büyüklüğü ve ışık koşullarına bağlı olarak 1 saniyenin altında sonuç alınabiliyordu. Dünyanın her tarafında görüntüleri plakalara kaydetmek için stüdyolar açıldı.

AMERİKA DAGUERREOTİPİ COŞKUYLA KARŞILADI

Amerika daguerreotipi coşkuyla karşıladı ve birkaç yıl içerisinde çoğu Amerikan kasabası en az bir daguerreotip galerisine sahip oldu. 1853’de New DAGUERREOTİP 1 York’da yaklaşık 90’dan fazla stüdyo olduğu ve Amerika’da en az 10.000 kişinin daguerreotip üretimiyle ilgilendiği tahmin edilmektedir. Fransa’da ise tahmin edilebileceği gibi ticari bir patlama oldu. N.P. Lerebours muhtemelen ilk stüdyo açan kişiydi ve 1841’de artık 1.500’ün üzerinde portre çekmişti. 1847’de sadece Paris’te 2.000’den fazla kamera ve yarım milyon plaka satılmıştı! Daguerreotipin kullanımı Amerika ve Avrupa’nın şehir ve kasabalarında sadece portre fotoğraflarıyla sınırlı kalmadı. Gezginler kameralarını dünyanın her köşesine taşıdılar ve Çin, Avusturalya, Meksika, Hindistan ve Mısır gibi ülkelerden de manzara daguerreotipleri sergilendi ve satıldı.

Ünlü yazar Edgar Allan Poe’nun daguerreotipi

İngiltere’de daguerreotiplerin kullanımı Daguerre’in almış olduğu patent nedeniyle kısıtlıydı. Daguerreotip çi olarak çalışmak için bir ehliyet gerekiyordu. İngiltere’deki ilk stüdyoyu eski bir kömür tüccarı olan Richard Beard 23 Mart 1841’de Londra’da açtı. Daguerreotip o kadar popüler oldu ki 18 ay içerisinde 7 stüdyo daha açtı. İngiltere’de stüdyo açan ikinci kişi 1827’de Londra’ya yerleşen bir Fransız olan Antoine François Jean Claudet idi. Claudet’in çalışmalarının çoğunun kalitesi mükemmel olmasına karşın aslında hatırlanmasını erken fotoğrafçılığa yaptığı katkılara da borçludur. En önemli buluşlarından biri arka planda manzara fonu kullanmaktı. Kompozisyon olarak daha iyi fotoğraflar elde edebiliyordu ve hem portresi çekilen kişi hem de manzara net alan derinliği içerisinde kaldığından fotoğrafta her ikisi de net olabiliyordu.

Claudet ayrıca daguerreotiplerin renklendirilmesinde de bir öncüyü. Daguerreotipler genellikle küçük boyutluydu. Bir daguerreotip sahibi olmanın bedeli gümüş kaplı plakanın kalitesi ve ebatlarına bağlıydı. En popüler boyutlar (2⅛” x 3¼”) ve (2¾” x 3 ¼”) idi. Tam plaka boyutu (6½” x 8½”) ve üzeri boyutlar nadirdi. Bilinen en büyük örnek (29” x 25”)’dir ve Londra’daki Bilim Müzesi’ndedir.

BAĞLANTILI HABER VE MAKALELER: ÖZGÜR ÖNEY, SPACEMAG TÜRKİYE’DE

‘ASTRONOTLAR, MÜSLÜM VE BEN FERO DİNLESİN’

SOKAK RÖPORTAJI: “MARS’A ESKİ EŞİMİ GÖNDERİRDİM, BETER OLSUN, ÖLSÜN AÇLIKTAN”