Home UZAYTEKNO ROBOTLAR-1: ROBOT NEYE DENİR, İSMİ NEREDEN GELİR, ÜÇ ROBOT KANUNU NEDİR?
UZAYTEKNO - 20 Temmuz 2020

ROBOTLAR-1: ROBOT NEYE DENİR, İSMİ NEREDEN GELİR, ÜÇ ROBOT KANUNU NEDİR?

Yazarımız Arda Alkaç, Çernobil'den sonra yeni bir yazı dizisine imza attı: Robotların dünyasına yolculuğa var mısınız?

Merhaba! Sizlerle tekrar buluşmak çok güzel. Daha önce size ziyaret etme şansı bulduğum Çernobil’i anlatmıştım.

Bu sefer konumuz biraz farklı. Robotlar! Evet yanlış duymadınız. Günümüz dünyasını şekillendiren, kimi zaman eğlenceli, kimi zaman korkutucu olan harika makineleri anlatacağım. Peki neden bu konuyu seçtim?

Çünkü, ben Gaziantep Üniversitesi (Eski ODTÜ) Makine Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisiyim ve robotlar bir makine mühendisinin uğraş alanına girmektedir. Robot yapımına Ocak 2017’de başlamıştım. Tam olarak robot denemez elbette. Ancak, farklı düşünmemi sağladığı bir gerçek. Farklı düşünmenin getirisi ise onlarca proje yapmak oldu. Bunlardan da bahsedeceğim.

SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: LinkedIN, FACEBOOK, PİNTEREST

Son olarak, bu yazı dizisinde daha çok kendi yaptıklarım, neden bu işe başladığım, nasıl ilerlediğim ve üç yıl sonra hangi noktaya geldiğim ile ilgili detayları aktaracağım. Yazı dizisinin diğer klişe yazılardan farklı olmasının en büyük farkı bence sıkıcı olmayıp, macera içermesidir. Şimdi çayınızı veya kahvenizi alın, arkanıza yaslanın ve birlikte maceraya başlayalım.

ÜÇ ROBOT KANUNU

1) Robotlar, insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak onlara zarar gelmesine göz yumamaz.

2) Robotlar, Birinci Kanun’la çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır.

3) Robotlar, Birinci ya da İkinci Kanun’la çakışmadığı sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır.

Isaac Asimov

Üç robot kanunu.

ROBOT NEDİR?

Ben, Robot (I, Robot) kitabını okuduğunuzda sizi girişte üç maddelik bir kanun karşılar. Bu kanunlar her ne kadar geçerli olmasa da (savaş robotları) günümüz robotlarının davranışını içermektedir. Peki tam olarak robot nedir? Eski tanıma baktığımız zaman “Robot, malzeme veya iş parçalarını, önceden belirlenmiş hareketlerle taşıyan mekanik aygıtlardır.” Tanımını görmemiz kaçınılmazdır ancak bu tanım geçerliliğini yitirmiştir. En güncel tanımı ise “Mekanik ve elektronik birimlerden oluşan, bir konstrüksiyonu (yapısı) olan, programlanabilen ve algılama yeteneğine sahip makinelerdir.” Şeklinde tanımlayabiliriz.

ROBOT KELİMESİNİN ORTAYA ÇIKIŞI

1921 yılında, Karel Čapek tarafından yazılan R.U.R yani Rossum’s Universal Robots (Rossum’un Evrensel Robotları) adlı bilim kurgu – tiyatro eserinde ilk olarak kullanılmıştır. Çek dilinde (Çekçe) “Robotnik” kelimesi “Çalışan, köle, hizmetçi, uşak vb” anlamına gelmektedir.

ROBOTLARIN GELİŞMESİ

Milattan öncesine bakıldığında, robotların çeşitli şekillerde tezahür ettiklerini görmekteyiz. Burada bir yorum yapmak istiyorum. Her ne kadar o dönemde yaşayan insanlar bir şeyler yapmışlarsa da bilinçli bir şekilde robot yaptıklarını düşünmüyorum.

Çünkü, o dönemde pozitif bilimler veya sınıflandırılmış bir alan yoktu. Ayrıca, pozisyon, hız ve ivme gibi bilgileri yoktu. Ben daha çok İkinci Dünya Savaşı sonrasına odaklanacağım. Savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk robotlar üretilmeye ve kullanılmaya başlanıyor.

SPACEMAG TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN: TWİTTER, instagram, YOUTUBE

Üretilen ilk robotlar aslında tam olarak hayal ettiğiniz gibi yürüyen, takla atan veya koşan bir makine olmaktan ziyade daha basit işleri yapan makineler olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin bir iş parçasını masanın üzerinden alıp daha sonra başka bir masanın üzerine koymak gibi işlerde kullanıldığını görüyoruz. Daha çok endüstri alanında kullanılıyor ve henüz son kullanıcı olan bizlere ulaşmış değil.

1955 yılında Jaques Denavit ve Richard S. Hartenberg, robotların eklemlerinin yönelim ve konum bilgilerini içeren dönüşüm matrislerini kartezyen koordinat ile ilişkilendiren bir yöntem geliştiriyor. Hatta biz Denavit – Hartenberg dönüşümünü bizzat kullanıyoruz. Okulumuzda verilen Robotics dersinde Denavit – Hartenberg dönüşümü anlatılmaktadır.Bu dönüşüm matrislerini kullanarak bir robotun yer ve konumlarını bulabiliyoruz. Düz kinematik model olarak da adlandırılabilir.

Denavit – Hartenberg metodunun kullanılan parametreler ile görselleştirilmiş hali.

1960’lı yıllarda farklı amaçlara hizmet eden binlerce robot üretiliyor. Amerika’dan sonra Avrupa’da da ilk robot tesisleri kurulmaya başlanıyor. Üretilen robotlara talepler gelmeye başlanıyor ve bu talepler doğrultusunda fabrika üretim hatlarında robotlar yerlerini alıyor. İlk endüstriyel kullanım olarak GM (General Motors) gösterilebilir. Dediğim gibi, günümüzde kullanılan gelişmiş robotlardan ziyade daha çok basit işlerde kullanılıyor. Ayrıca, oldukça ağır ve çok sayıda metal parçadan oluşuyor.

1964 yılında Amerika’da robotların programlanabilmesi amacıyla yapay zeka araştırma laboratuvarları açılıyor. Tam dört yıl sonra, Stanford Üniversitesi’nde görme kapasiteli Shakey adlı robot yapılıyor ve deneniyor. Avrupa’dan sonra Doğu Asya’da bulunan Japonya’da robot üretimine katılıyor ve şu an oldukça iyi konumdalar.

Shakey Robotu.

1970’li yıllarda yani Uzay Çağı’nın doruğa çıktığı dönemlerde robotlar, fabrika hatlarından uzay araştırmalarına kadar birçok alanda hizmet etmeye başlıyor. Viking 1 ve Viking 2 uzay araçlarında kullanılıyor. 1980 ve 1990’lı yıllarda robot endüstrinin ivme kazanması ile birlikte yeni şirketler ve yeni ürünler ortaya çıkıyor. Uluslararası Uzay İstasyonu’nun yörüngeye yerleştirilmesi sonrası çeşitli modüllerin montajlanması işleminde de robotlar kullanılıyor.Günümüzde, 1000 kilogram kapasiteli robotları görmeniz mümkündür.

Üretim hatlarında, boyama işlerinde, kaynak işlerinde (punto kaynak), uzay endüstrisinde, ev kullanımında (temizlik robotu) ve daha birçok alanda robotları kullanıyoruz. Kullanmaya da devam edeceğiz.

ROBOTLARIN AHLAKİ BOYUTU

Robotların kullanım alanları artıkça işlerini kaybetme endişesi taşıyan binlerce insan görmekteyiz. Ben bu düşünceye katılmıyorum. Çünkü, Sanayi Devrimi öncesi üretimde kullanılan birçok makinenin sanayi devrimi sonrası kullanılmadığını biliyoruz. Peki insanlar işlerini kaybettiler mi? Hayır. Sanayi Devrimi sonrası buharla çalışan yeni makineler icat edilmiş ve kullanım alanları artmıştır. Bu da yeni iş olanaklarını ortaya çıkarmıştır. İnsanlar işlerini kaybetmemişlerdir. Günümüz için de durum aynıdır.

Hiçbir robot insanların işlerini ele geçirmek üzere tasarlanmamıştır. Robotların bize katmış olduğu kolaylık ve kullanılabilirliğin dışında birçok işte zaman kazandırması da etkili olmuştur. Örneğin, bir fabrikada taşınması gereken bir iş parçasının kütlesini 1000 kilogram olarak belirleyelim. Kaç işçi ve araç gerecin kullanılacağını tahmin edebiliyor musunuz? Veya olası bir kaza durumunda insan canına gelebilecek hasarları düşünebiliyor musunuz? İşte burada robotların önemi büyüktür.

Bir robot bozulduğunda veya arıza verdiğinde tamir edilebilir. Aynı şey bir işçinin başına gelirse (kaza, ölüm gibi olaylar) daha acı verici bir durum yaşanabilir. İnsan canı bir robottan daha önemlidir. Son olarak şunu eklemek istiyorum, bir robot sizden paydos istemez, yemek hakkı veya yol masrafını talep etmez, bir sendikası yoktur ve istenilen görevi yapar. Bu özellikleri düşünüldüğünde robotları hayatımızdan çıkarmak büyük bir gerilemeye neden olur. Bu bölümde yazılanların hepsi kişisel yorumumdur. Siz de kendi yorumunuzu yapabilirsiniz.

Viking 1 uzay aracı.

İkinci bölüm için lütfen aşağıdaki linki tıklayın, görüşmek üzere, kemerlerinizi sıkı bağlayın 🙂

BAĞLANTILI HABER VE MAKALELER: ROBOTLAR-2: KENDİ ROBOTUNU KENDİN YAP

ROBOTLARIN TARİHÇESİ: 1969, ROBOTLARIN ALTIN YILI

ÇERNOBİL MÜZESİ YAZI DİZİSİ-1: ANLATILMAYANI ANLATIYORUZ